top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıilkay kayserilioglu

Havai fişekler ve İslam

Güncelleme tarihi: 25 Nis 2019

İnsan havai fişek patlatır mı? #caizmi


İlk havai fişeklerin 1486 yılında, İngiltere’de, Kral 7.Henry’nin düğününde atıldığı düşünülüyor. O zamandan bu yana, teknolojinin de gelişmesiyle havai fişeklerin hem görsel büyüleyicilikleri arttı, hem de herkes için ulaşılabilirlikleri kolaylaştı. Küçük bir şehirde bulunmama rağmen, en son 31 mart seçimlerinin akşamı seçilen partilerin kutlamalarında hunharca kullanıldıklarına bizzat şahit olunca, bu yazıyı yazmayı kendime görev addettim. Artık havai fişekler heryerde, patlamadığı düğün, doğum günü, evlilik teklifi, asker uğurlaması yok, yeni yıl gibi ‘özel’ sayılan günleri saymıyorum bile.


Yüzüklerin Efendisi; yüzük kardeşliğinden ;’’Havai fişek gösterisi, 6.30'de başladı. Gandalf tarafından yapılan bir gösteriydi. Son havai fişek, üç kere parti alanının üzerinden geçen kırmızı-altın bir ejderha şeklindeydi ve Subaşı'nın üzerinde patladı. Bu patlama akşam yemeği için sinyaldi….’’


Türkiye’de 2000 yılında İstanbul’da bir belediye kadir gecesini havai fişek gösteriyle kutlamış ve o zamanlar İslam açısından bu durumun caiz olup olmadığı tartışılmış. Kimileri işin maddi boyutunu düşünüp israf olacağını söylese de, durumu reddeden kesin bir islam hükümü olmadığından, hatta osmanlı minyatürlerinde de benzer kutlamaların çizimlerini bilenler ‘ecdadımızda da var’ dediği için, çoğunluk bunu normal bulmuş. Günümüz İslam kültürü anlayışı eğlencelere, hatta müzik ve dansa da muhafazakar yaklaşırken(başka bir yazının konusu olsun) havai fişekleri maddi külfetleri haricinde normal karşılamışlar. Havai fişek gösterileri yeni yıl kutlamalarının olmazsa olmazı haline geldiğinden, bu eylem genelde ‘müslüman yeni yıl kutlar mı, kutlamaz mı?’ geleneksel tartışması dahilinde kalmış.


Biz de incelemeye maddi boyutuyla başlayalım. Dünya genelinde, 1 milyar avrosu Amerika kıtasında olmak üzere, yaklaşık olarak 2.4 milyar avroluk havai fişek marketinden söz ediyoruz. Bunun %65 civarını küçük tüketici, bireysel kullanım için alıyor. Geri kalan %35’i büyük gösteriler için kullanılan miktarı. Oldukça büyük olan bu meblağı ve ona verdiğimiz önemi kıyaslayabilmemiz için bir örnek vereyim. 2019 verilerine göre, 53 ülkedeki 113 milyon insanın yüz yüze kaldığı açlık sorunları için çalışan AB’nin İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminin, yıllık yaklaşık 2 milyar avro insani gıda ve beslenme yardımı bütçesi oluyor(1). Bu kıyaslamanın bizi düşündüreceğini umarak devam ediyorum.


Madem havai fişekler modern hayatın böyle büyük bir parçası, onları tüm yönleriyle inceleyelim. Şöyle başlayalım; havai fişeklerin patladıklarında çıkardıkları yüksek sesin biz insanlara ve doğadaki hayvanlara olumsuz etkileri var. 2013 yılında Hollanda’daki ilk yılbaşımızı şaşkınlık içinde geçirmiştik, çünkü yılbaşı aksamına kadar olan hafta boyunca tüm komşularımız zaman zaman, çoluk çocuk havai fişek patlatıyorlardı. Yılbaşı gecesi ise patlamalar saatlerce, neredeyse sabaha kadar sürmüştü. Köpeğimiz korkudan bacaklarımızın dibinden ayrılmamış, kalbinin çarpma hızını dışardan gözlerimizle görebilir hale gelmişti. Hollanda, yılbaşı döneminde havai fişeklerin marketlerden bile alınabilmesinin yasal olduğu ülkelerden yalnızca biri ve öğrendik ki bu durum her yıl aynı şekilde yaşanan bir gelenekmiş. Ev ortamında duygusal olarak desteklenen bir hayvan bunu yaşıyorsa, hemen yanıbaşımızda ormandaki hayvanlar neler yaşıyor diye düşünmüştüm ki bu konuda araştırmalar olduğunu gördüm. Benzer farkındalıktan olacak ki Hollandalı biliminsanlarının önderliğinde, 2008 yılında bir araştırma yapılmış. Hava gözlemleri için kullanılan radarlar bu kez yılbaşı gecesinde kuşların hareketini gözlemlemek için kullanılmış(2). Sonuçta kuşların patlamadan sonra, yüksek ses sebiyle 500 metre yüksekliğe kadar çok hızlı ve ani uçtukları gözlemlenmiş. Bu normalde çıktıkları yükseklikten çok daha fazla olduğu ve aniden yapıldığı için, yön kaybı, yuvadaki yavruları geri bulamama, herhangi bir objeye(mesela ağaç dalına ya da elektrik direklerine) çarpma gibi sonuçları olduğu listelenmiş. Gene hayvanat bahçesindeki(ki asla desteklememiz gereken bir oluşum) büyük hayvanları gözlemleyen başka bir çalışmada(3), hayvanların havai fişeklerden kaynaklı stresleri kaydedilmiş, bir süre sonra duruma adapte oldukları gözlemlense de, ani hareketler sebebiyle yaralanabildikleri belirtilmiş. Şimdi dileyim ki, hayvanlara direkt zararı yok, onların yalnızca çok korkuyor olmaları bile bu durumu caiz kavramından uzaklaştırmak için yeterli olmaz mıydı? İslam dini nasıl bir ahlak ve hassasiyet amaçlıyor düşünelim. Cevabı Hz. peygamberin hayatında şöyle görebiliriz: Hz. Peygamber, ordunun başında Mekke'ye doğru ilerlerken, yolları üzerinde yeni doğmuş yavrularını emziren bir köpek gördüğünde, onları ürkütmemek için yakınlarına bir nöbetçi koymuş, askerî güzergâhı da biraz değiştirmiş(4). İslamın hayvanlara verdiği değerlere, veganlığı irdeleyen şu yazımda da değinmiştim. Hayvanları bir tarafa koysak dahi, hasta yatağında zor zalim uyumaya çalışan insanları, travmalarını henüz atlatamamış savaş mağdurlarını, ya da günlerdir bebeğini yeni uyutabilmiş yorgun bir annenin eyvah şimdi uyanacak korkusunu(yaşayan bilir…;) es geçebilir miyiz?


Bu rengarenk fişeklerin insanlar üzerinde bir diğer olumsuz etkisi ise güvenlik meselesi. Her yıl onlarca insanın bu sebepten hayatını kaybettiği, yüzlercesinin uzuv kaybettiği tehlikeli bir eğlence.

Örneğin Amerika’da 4 Temmuz bağımsızlık kutlamaları sırasında oldukça fazla yaralanma vakaları oluyor. Hatta ünlü bir amerikan futbolu oyuncusunun(resimde; Jason Pierre-Paul Bares) havai fişek sebebiyle parmaklarını kaybetmesi gibi vakaları içeren medya duyuruları, Amerika güvenlik komisyonu tarafından her yıl medyada döndürülüyor.


Benzer şekilde, Hollanda’da mahalle arasında, yılbaşında herkes gibi küçük denemeler yapan, çok da bilinçli yakın bir arkadaşım gözünün rahatsız olmasıyla hastaneye gitmek zorunda kalmış, oradaki hasta manzaralarına göre en iyi durumda kendisinin olduğunu anlatmıştı. Hadi havai fişek patlatanlar kendileri için bu riske razı diyelim, ya yoldan geçen bir masuma zarar verme riskini alabilir miyiz?


Konunun bir başka boyutu havai fişeklerin çevresel etkileri. Özünde kimyasal karışım olan havai fişekler, barut, metal tuzları ve oksitleyiciler içeriyor. Kutlamaların ardından salınan dumanın, yerde kalan plastik çöplerin, ve saydığım toprağa ve suya karışan kimyasal kalıntıların çevreye zararı var. Bu durumun biz insanlara ve doğadaki yabani hayata olumsuz etkileri ile ilgili de çalışmalar var(5).


Bu olumsuz etkilerden sebep, bazı ülkelerde bireysel havai fişek satışı yasaklanmış, yalnızca belli bölgelerde, belirlenen zamanlarda yapılmasına kısıtlanmış. Bu kurallar, yabani hayattan uzak alanlarda ve profesyoneller tarafından yapıldığı takdirde saydığımız olumsuz etkileri azaltacaktır. Kendi ülkem dahil dünya genelinde yetkililerin böyle önlemler alması, insanlığa ve çevreye sorumluluğudur. Bireyler olarak da, Kuran’ın ilk ayetinde olduğu gibi ‘’oku’’mak, bilinçlenmek, doğruyu talep etmek , yetkilileri harekete geçirmek bizim en büyük sorumluluğumuz. Kutlama yapılacaksa ve bunda görsel öğeler arıyorsak, günümüzdeki teknolojik imkanları kullanarak lazer gösterileri, ekran simülasyonları gibi alternatif ve daha az zararlı yöntemleri araştırmak vicdanlı insan olmanın gereği. Bu sebeplerden, günümüzdeki bu şartlarda, müslüman, vicdanlı insan havai fişek patlatmaz, patlatılan ortamlarda bulunmaz ve buna karşı mücadele eder diye düşünüyorum.


Kuran’da Hud suresinde şöyle söylenmiş; ‘…O sizi yerden var etti ve size orayı mâmur hale getirme görevi verdi…’ Yani yeryüzünün korunması, geliştirilmesi ve imarı için gerekli düzenlemelerin yapılması, insana yüklenmiş ahlâki sorumluluktur(6).


referanslar

(4) Vâkıdî, 1984: II, 804

3.036 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
  • LinkedIn - White Circle
  • Instagram - White Circle
bottom of page